12 Ekim 2016 Çarşamba

AMERİKAN TARZI AHŞAP EVLER || YAPI SERİSİ || 1

Şehir Hayatından Uzaklaşmak – Amerikan Tarzı Evler


Şehir hayatı hepimiz için büyük olanaklar sağlamakta. Büyük şehirlerde sağlık, eğlence gibi alanlarından yararlanmak kolaydır. İş imkanları daha fazla olduğundan küçük şehirlerden göç alırlar. Böylece nüfus ve dolayısıyla barınma ihtiyacı artar. Bunu karşılamak için daha çok bina inşa edilir.
İstanbul’u düşünelim. Müthiş bir deniz ve doğaya sahip. Üsküdar’da oturuyorsunuz, hafta sonu balkonunuzda manzaraya karşı kahve içmek istediniz. Karşı kıyıda gökdelenler, yan yana kocaman apartmanlar… Kısacası beton yığını. Hiç doğayla iç içe, şehrin gürültüsünden uzak sessiz sakin bir yerde yaşamayı düşündünüz mü?









 Şehirden uzak bir yerde kendinize ait beton yığını olmayan bir ev için Amerikan tarzı evleri düşünebilirsiniz. Bu yazımızda sizin için Amerikan tarzı evlerin özelliklerinden bahsedeceğiz.

 Amerikan evlerinin ilk dikkat çeken özelliği kilise çatı tarzında evler olması ve çatı katlarının ikinci bir kat gibi kullanarak bu alanları da oda olarak değerlendirilmesidir. Çatılar yüksek olarak inşa edilir. Çatı katı çocuk odası, hobi odası, misafir odası olarak kullanılabilir. Amerikan evlerinin bir tipik özelliği de ahşap kullanılmasıdır. Ahşap, evin dış cephesinde de yoğun olarak görülür. Bu tarz evlerde dış cepheler yalıtım ve estetik amacıyla ahşap malzeme ile kaplanır. İç bölümlerde ise genellikle zemin ve duvar kaplamalarında, mutfak ve banyo gibi odalarda kullanılmaktadır. Çatı tamamen ahşap olarak inşa edilir.



Amerikan tarzı evlerin yatak odalarında yerden tasarruf amaçlı gömme dolap kullanıldığı görülmektedir. Bu şekilde daha ferah bir görüntü elde edilmektedir. Yatak odalarında ebeveynler için suit banyolar bulunur. Klasik anlayışın dışında mutfak, salon veya oturma odası ile birleşecek şekilde tasarlanmıştır. Bu evlerin bir diğer güzel yanı da çatı katında bulunan geniş teraslarlardır. Terasların alt kısımları veranda ve sundurma olarak kullanılır.



Amerikan tarzı evlerin yatak odalarında yerden tasarruf amaçlı gömme dolap kullanıldığı görülmektedir. Bu şekilde daha ferah bir görüntü elde edilmektedir. Yatak odalarında ebeveynler için suit banyolar bulunur. Klasik anlayışın dışında mutfak, salon veya oturma odası ile birleşecek şekilde tasarlanmıştır. Bu evlerin bir diğer güzel yanı da çatı katında bulunan geniş teraslarlardır. Terasların alt kısımları veranda ve sundurma olarak kullanılır.




Genellikle Amerikan tarzı ile döşenen evlerde eskitme mobilyalar kullanılmaktadır. Kır görünümü ağırlıklı olan bu mekânlarda genellikle soft renklerin kullanımına özen gösterilmektedir. Bu görünümü yaratabilmek için ise ahşap mobilyalara ağırlık verildiği gözlemlenir.


Bu tarz evlerde, evin bir odasını kütüphane yapmanızı öneririz. Duvardan duvara ahşap kitaplıklar, güzel sade bir okuma köşesi işinizi görecektir.

İyi bir ışıklandırma sistemiyle dekorasyon dergilerindeki gibi bir kütüphaneniz olacaktır.








Tabii ki, ev dekorasyonu ile bitmiyor. Evinizin bahçesini de gözden geçirin. İyi bir peyzaj ahşap evinizi çok daha doğal gösterecektir. Yeşilin her tonunu kullanıp eviniz orman içindeymiş hissi verebilirsiniz.
Şehir hayatında apartmanlarda evcil hayvan beslemek çok zor. Bazılarında da bu dostlarımızı beslemek yasaktır. Ancak siz kendi bahçenizde isterseniz çiftlik bile kurabilirsiniz.

Kaynakça:

Homify, Amerikan Tarzı evler

19 Mayıs 2016 Perşembe

Beton Agregalarında Aşınmaya Dayanıklılık (Aşınma Oranı) Deneyi (TS EN 1097–2)



T.C.
DÜZCE ÜNİVERSİTESİ
TEKNOLOJİ FAKÜLTESİ
İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ



MALZEME LABORATUARI DERSİ

HAFTALIK RAPORU


Beton Agregalarında Aşınmaya Dayanıklılık (Aşınma Oranı) Deneyi
 (TS EN 1097–2)

1. Los Angeles Deneyi

1.1 Deneyin Amacı:

Bu deney, iri agregaların parçalanma direncinin tayini için yapılacak işlemleri kapsar.
Kütlesi bilinen agrega numunesi, tamburda çelik bilyalar ile birlikte döndürülür. Döndürme işleminden sonra 1,6 mm açıklıklı elekte kalan malzemenin miktarı belirlenir.
Deneyin temel prensibi agregaların metal bilyeler ile bir tambur içerisinde döndürülmesi ve parçalanan parçalanmayan agrega miktarından yola çıkılarak Los Angeles Katsayısı’nın belirlenmesidir.
Deney 14 mm’lik elekten geçip 10 mm’lik eleğin üzerinde kalan agrega numunesi üzerinde yapılır. Ancak gerekli görüldüğü taktirde aşağıdaki elek açıklıklarında numuneler de kullanılabilir (Tablo 1). (14 mm ve 10 mm elek arasında kalan agrega kullanılacak ise 4690-4860 g aralığında 11 bilye kullanılacaktır.

Tablo 1: Alternatif dar aralık sınıfları

1.2 Deney Araç Gereçleri:

Terazi
Hava dolaşımlı etüv
Deney elekleri
Los angeles deney cihazı
İlave kaplar





1.3 Deneyin Yapılışı:

Agrega numunesi alınarak tamamen berraklaşıncaya kadar yıkanır.
 Yıkanan agrega etüvde kurutulup oda sıcaklığında soğutulur.
Çeyrekleme veya bölgeç kullanılarak azaltılan numuneden 5000 gr alınır.
Tablodan bilye sayısı belirlenir.
 Los Angeles Deney Aletinin içi temizlenerek önce bilyeler sonra agrega dikkatli bir şekilde tambura koyulur.
 Tambur dakikada 31-33 devir aralığında sabit hızda toplamda 500 devir döndürülür.
 Tamburdaki ve bilyelerin üzerine yapışan tüm agrega dikkatli bir şekilde bir tepsiye dökülür.
 Tepsideki agrega 1.6 mm’lik eleğin üzerinde dikkatli bir şekilde yıkanır.
 1.6 mm’lik eleğin üzerinde yıkanan agrega etüvde kurutulur ve tartılır.
 Aşağıdaki formül yardımı ile Los Angeles Katsayısı % cinsinden belirlenir. (m: 1.6 mm’lik eleğin üzerinde kalan malzemenin etüv kurusu ağırlığı)


1.4 Sonuç:

1.3’te belirtilen talimatlar çerçevesinde etüv kurusu olarak tambura konulacak numune 3483 gr olarak belirlenmiştir (M1). Numune tambura 8 bilya ile beraber atılmıştır. Los Angeles Deney Aletinden çıkarılan numune 1.6mm’lik elekte yıkanmış ve elek üzerinde kalan numune etüvde kurutulup tartılmş ve 2723 gr (Fotoğraf 1) olarak belirlenmiştir (M2). Değerler formülde yerine konulduğunda,

LA= (M1-M2)/M1*100= (3483-2723)/3483*100=%21.82

bulunur.
Aşınma yüzdesi numunenin betonda kullanılabileceğini göstermektedir.







Fotoğraf 1

Fotoğraf 2



Fotoğraf 3

Fotoğraf 4

18 Mayıs 2016 Çarşamba

AŞINMAYA KARŞI DİRENCİN TAYİNİ (MİKRO-DEVAL) (TS EN 1097-1)



T.C.
DÜZCE ÜNİVERSİTESİ
TEKNOLOJİ FAKÜLTESİ
İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ



MALZEME LABORATUARI DERSİ

HAFTALIK RAPORU 


AŞINMAYA KARŞI DİRENCİN TAYİNİ (MİKRO-DEVAL)
(TS EN 1097-1)

1. Kapsam

Bu deney, agregaların aşınmaya karşı direncinin ölçülmesiyle ilgili işlemi kapsar. Numune, yaş olarak deneye tâbi tutulur.

2. Prensip 

Deney, dönme işlemi tamamlandığında, orijinal numunenin 1,6 mm’den daha küçük tane büyüklüğüne indirilen kısmının yüzdesini ifade eden mikro-Deval katsayısını tayin eder.
Deney, belirtilen şartlar altında döner bir tambur içerisinde bulunan agregalar ile aşındırıcı malzeme arasındaki sürtünmenin neden olduğu aşınmanın ölçülmesinden ibarettir.
Dönme tamamlandığında, 1,6 mm göz açıklıklı elekte tutulan agrega yüzdesi belirlenir ve bulunan
değer, mikro-Deval katsayısının hesaplanmasında kullanılır.
3. Deney için Gerekli Ekipmanlar:
Mikro-Deval aleti ve tamburları
Hassas terazi
Numune
Çelik Bilye
Elekler
Su

4. Deney numunelerinin hazırlanması

Lâboratuvara gönderilen numunenin kütlesi, 10 mm ilâ 14 mm aralığındaki tane büyüklüğüne sahip 2 kg agregadan oluşur.
Deney, 14 mm göz açıklıklı elekten geçen ve 10 mm göz açıklıklı elekte tutulan agrega ile yapılır.
2 kg’lik numune çeyrekleme yöntemi ile 500 gr bir tambura 500 g bir tambura konulacak şekilde ayrılır.

5- Deney işlemi

Her bir deney numunesi, ayrı bir tamburun içine yerleştirilir. Her bir tambura, (2500±5) g’lık çelik bilya ve (2,5 ±0,05) L su ilâve edilir. Kapağı kapatılan her bir tambur, iki adet mil üzerine yerleştirilir. Tamburlar, (100 ±5) devir/dak. Hızda (3000±10) devir tamamlanıncaya kadar döndürülür.
Deneyden sonra, olabilecek herhangi bir agrega kaybını önlemeye dikkat edilerek, agrega ve çelik bilyalar bir kapta toplanır. Bir yıkama şişesi kullanılarak tamburun içi ve kapağı dikkatlice yıkanır ve yıkanan malzeme toplanır. Tüm malzeme ve yıkama suları, 8 mm göz açıklıklı koruyucu bir elek ile korunan 1,6 mm göz açıklıklı elek üzerine dökülür. Dökülen malzeme, temiz su ile yıkanır. Herhangi bir tane kaybına yol açmadan, 8 mm göz açıklıklı koruyucu elekte tutulan agrega taneleri dikkatlice çelik bilyalardan ayırılır. Agrega taneleri elle veya elek üzerindeki bilyalar mıknatıs kullanılarak agregadan ayıklanır.
Numuneler etüve atılır ve etüvden çıkarıldıktan sonra iki deney numunesinden elde edilen değerler kullanılarak, mikro-Deval katsayısının ortalama değeri hesaplanır. Hesaplanan ortalama değer, laboratuvara teslim edilen numunenin mikro-Deval katsayısı olarak kaydedilir.

6. Hesaplama ve sonuçların gösterilmesi

MDA (%) = (Δm (gr)/ m (gr))x100
Burada:
MDA = Mikro-Deval aşınma değeri (%),
Δm = Toplam ağırlık kaybı (gr),
m = İlk ağırlık (gr).

MDA(%)= [(500 – (486+485)/2)/500]x100
               = 2,9


7. Fotoğraflar
Fotoğraf 1: Numune 1
Fotoğraf 2: Numune 2
Fotoğraf 3: Tamburların Yerleştirilmesi
Fotoğraf 4: Mikro Deval Aletinin Çalıştırılması
Fotoğraf 5: 1.6 mm'lik elekten geçirilmiş numune 1
Fotoğraf 6: 1.6 mm'lik elekten geçirilmiş numune 2
Fotoğraf 7: Etüv Kurusu Numune 1

Fotoğraf 8: Etüv Kurusu Numune 2

13 Mart 2016 Pazar

AGREGANIN BİRİM AĞIRLIK VE ÖZGÜL AĞIRLIK TAYİNİ


1. İçerdiği Su  Miktarına  Göre  Agreganın  Sahip    Olduğu  Nemlilik  Durumları

Agrega tanelerinde iki tip boşluk yer alabilmektedir. Bunlardan birisi, tane yüzeyinde ince çatlaklar olarak oluşmuş olan, veya tane içerisinde olup da yüzeydeki boşluklarla bağlantılı olan “su  geçirgen boşluklar”dır. Bu tür boşlukların içerisine su girip çıkabilmektedir. Diğeri ise, agrega yapısından gelen, agrega tanelerinin içerisinde oluşmuş olan “su geçirmez boşluklar”dır. Bunlara su girememektedir. İçerdiği su miktarına göre, agrega, Şekil 3.5’de gösterilen dört değişik durumdan birisine sahiptir:

Tamamen Kuru Durum -- Agrega boşluklarında hiç su yoktur.

Hava Kurusu Durum -- Agreganın su geçirgen boşluklarının içerisinde bir miktar su vardır. Ancak, boşluklar tamamen suyla dolu değildir, ve tanelerin yüzeyinde su yoktur.

Doygun, Yüzey Kuru Durum (dyk) -- Su geçirgen boşlukları tamamen suyla dolu, fakat tanelerin yüzeyinin kuru olduğu durumdur.

Islak Durum -- Agreganın su geçirgen boşlukları tamamen suyla doludur, ve ayrıca, tanelerin üzerinde bir miktar su filmi vardır.



Şekil 1. Agrega Tanelerindeki Su Durumunun Diyagramatik    Olarak Gösterilişi  (Taranmış kısımlar su geçirgen                    boşluklardaki ve agrega yüzeyindeki suyu         göstermektedir.)


Beton yapımında kullanılacak olan agreganın hangi nem durumunda, ve ne kadar “su emme kapasitesi”ne sahip olduğunu saptayabilmek için, agrega yığınını temsil eden bir numune üzerinde şu işlemler yapılmaktadır: Önce, agrega numunesi tartılarak, mevcut ağırlığı (Wm) bulunmaktadır. Daha sonra, aynı agrega numunesi tamamen kuru duruma getirilerek o durumdaki ağırlığı (Wk) bulunmaktadır. Daha sonra da, aynı agrega numunesi “doygun, yüzey kuru” duruma getirilerek o durumdaki ağırlığı (Wdyk) saptanmaktadır.

Bir agrega numunesinin “tamamen kuru” duruma getirilebilmesi için o numunenin etüvde 100 - 110 ºC sıcaklıkta değişmez ağırlığa gelinceye kadar tutulması gerekmektedir. Numunenin fırında bir gece bırakılması bu durumu sağlayabilmektedir.

“Doygun, yüzey kuru” duruma getirilmek istenen numune, önce, su içerisinde 24 saat bekletilip “doygun” duruma getirilmektedir. Doygun duruma getirilmiş olan agregaların “yüzey kuru” duruma getirilme işlemleri, iri ve ince agrega numuneleri için farklı yöntemlerle yapılmaktadır.

Doygun olarak sudan çıkartılan iri agrega taneleri, üzerlerinde gözle görülebilen su filmi kalmayıncaya kadar kurutulmaktadır. Gerekirse, agrega taneleri, bir havlu ile teker teker kurutulmaktadır.

Doygun olarak sudan çıkartılan ince agrega tanelerinin yüzeylerinin kuru olmasını sağlayabilmek için, numune bir tava içine yayılarak tablalı ısıtıcı üzerinde kurutulmaktadır. Gerek görülür ise, vantilatör ile hava akımı oluşturarak ve sürekli karıştırılarak daha çabuk kuruma sağlanmaktadır. İnce agrega numunesinin “doygun, yüzey kuru” duruma gelip gelmediğini anlamanın bir yolu, “koni yöntemi”nin uygulanmasıdır. İnce agrega kesik koni biçimli metal kalıba (üst iç çapı 38 mm, alt iç çapı 89 mm, yüksekliği 73 mm olan bir kalıba) yerleştirilerek üst yüzü 25 mm çapında bir sıkıştırma çubuğu ile hafifçe tokmaklandıktan sonra, kalıp, yukarı doğru düşey olarak hareket ettirilip çıkartılmaktadır. Kalıp çıkartıldığında, ince agrega numunesinin konik şekli bozulmuyor ise, tanelerin yüzeyinde hala serbest su bulunuyor demektir. O takdirde, kurutma işlemine devam edilerek, koni yöntemi tekrar uygulanmaktadır. Numunenin konikliğinin kolayca bozulup dağılması, tanelerin yüzeyinin kuru duruma geldiğini göstermektedir.


2. Agreganın   Birim   Ağırlık   (Yoğunluk) Tayini

Agrega birim ağırlığı, belirli hacimdeki bir kabı dolduran agrega tanelerinin toplam ağırlığının, kabın hacmine bölünmesiyle saptanmaktadır. Matematiksel olarak:

U =
 
                              

Burada,
U     = Agrega birim ağırlığı,
V     = Agrega ile dolu olan kabın hacmi,
Wa      = Kap içerisini dolduran agrega ağırlığı’dır.

Birim ağırlık, g/cm3 veya t/m3 cinsinden birimlerle ifade edilmektedir.

Yukarıdaki tanımdan anlaşılacağı gibi, birim ağırlık tayinindeki agrega hacmi, hem agrega tanelerinin hacimlerini, hem de taneler arasındaki boşlukları içermektedir.

Belirli hacimdeki bir kabı dolduracak agrega numunesinin miktarı (ağırlığı) aşağıdaki faktörler tarafından etkilenmektedir:

.    Agreganın granülometrisi,
.    Tane şekli (tanelerin yuvarlak, köşeli, yassı, ince, uzun olması),
.    Tanelerin mevcut nem durumu (tanelerin tamamen kuru, hava kurusu, ıslak olması) ve
.    Tanelerin kap içerisine gevşek veya sıkıştırılmış tarzda yerleştirilmiş olması.

TS 3529 ve ASTM C 29 no.lu standardlarda agregaların “sıkışmış birim ağırlık tayini” ve “gevşek birim ağırlık tayini” için yöntemler belirtilmektedir. Genellikle kullanılan yöntem şudur: Agrega numunesi 110±5ºC’da değişmez ağırlığa kadar kurutulduktan sonra kap içerisine yerleştirilmektedir.

Şekil 2. Agregaların Birim Ağırlık tayininde kullanılan hacimleri belli kaplar

Sıkışmış birim ağırlık tayininde, agregalar silindir şeklindeki bir kap içerisine, her seferinde kabın yüksekliğinin 1/3’ünü dolduracak şekilde, üç aşamada doldurulmakta ve her aşamada demir bir çubukla 25’er defa şişlenerek sıkıştırılmaktadır.

Gevşek birim ağırlık tayini için, agrega, kap içerisine bir kürekle doldurulmakta, herhangi bir sıkıştırma uygulanmamaktadır.

Belirli bir hacmi dolduran tanelerin toplam ağırlığı, tanelerin nem durumu ve kap içerisinde gevşek veya sıkıştırılmış olmalarına bağlı olarak farklı değerler göstereceğinden, hesaplanan birim ağırlık değerinin hangi koşullarda elde edildiğinin mutlaka belirtilmesi gerekmektedir. O bakımdan, birim ağırlık ifade edilirken, agreganın kuru veya nemli oluşu, ve gevşek veya sıkışmış tarzda yer almış olması da belirtilmektedir.

    

Agreganın Birim Ağırlık Değerinin Önemi  --  Birim ağırlık, agrega tanelerinin belirli bir hacim içerisinde biraraya gelerek ne kadar sıkı bir paket oluşturabileceğini işaret etmektedir. Birim ağırlık değerinin yüksek olması, agrega tanelerinin arasındaki boşluğun az olduğunu belirtmektedir. Ayrıca, birim ağırlık bilindiği takdirde, mevcut agreganın hacmini hesaplayabilmek mümkün olabilmektedir.




3. Agreganın   Özgül   Ağırlık Tayini

Herhangi bir maddenin özgül ağırlığı aşağıdaki gibi tanımlanmaktadır:

Özgül Ağırlık =
 
                         


=
 
                       

Maddenin hacmine eşit hacimdeki suyun ağırlığı, o maddenin su içerisine konulduğunda taşırmış olduğu suyun ağırlığına eşittir.

Metrik sistemde, maddenin yoğunluğu (birim ağırlığı), g/cm3 veya t/m3 birimleriyle ifade edilmektedir. Suyun yoğunluğu ise, 1 g/cm3 veya 1 t/m3’dür. O nedenle, sayısal değer olarak, bir maddenin özgül ağırlığı, o maddenin yoğunluğuna eşittir. Özgül ağırlık, birimsiz olarak ifade edilmektedir.

Beton agregalarının özgül ağırlığı söz konusu olduğunda, agrega numunesinin yoğunluğu esas alınmamaktadır. Buradaki yoğunluk, “agrega numunesini oluşturan tanelerin yoğunluğu” şeklinde yorumlanmaktadır. Numunenin hacmi ise, tek tek agrega tanelerinin hacimlerinin oluşturduğu toplam hacim olarak düşünülmektedir. Bir başka deyişle, agrega yığınındaki tanelerin arasındaki boşluklar, hesaplarda kullanılacak hacime dahil edilmemektedir. Özetle, agrega numunesinin özgül ağırlığı şu şekilde tanımlanmaktadır:

Özgül Ağırlık =
 
                                                                     

Agrega tanelerinin üzerinde veya gözeneklerinin içerisinde bulunabilecek su, agrega tanelerinin ağırlığını etkilemektedir. Agrega tanelerindeki boşlukların miktarı da, agrega hacmini etkilemektedir. O bakımdan, agreganın özgül ağırlığı hesaplanırken, agrega tanelerindeki mevcut su ve boşluk durumu gözönünde tutulmakta, ve bulunan değer bu durumu tanımlayarak belirtilmektedir.


3.1. Agreganın    Özgül    Ağırlık    Değerlerinin    Hesaplanmasında   Kullanılan   Yöntem

Agreganın özgül ağırlığını bulma yöntemi ile ilgili standardlar: TS 3526, ASTM C 127 ve ASTM C. Türk standardında anlatılan yöntem, ASTM standardlarındaki ile aynıdır.

Değişik türdeki özgül ağırlık değerlerinin ve su emme kapasitesinin hesaplanmasında aşağıdaki formüller kullanılmaktadır:

Kuru Özgül Ağırlık, Sk =
 
                                                            

Doygun, Yüzey Kuru Özgül Ağırlık, Sydk =
 
                                                                                  


Görünen Özgül Ağırlık, Sg =
 
                                                             


x 100
 
Su Emme Kapasitesi (%) =
 
                                                            

A = Fırında kurutulmuş (tamamen kuru) agrega numunesinin havadaki ağırlığı,
B   =   “Doygun, yüzey kuru” durumdaki agrega numunesinin havadaki ağırlığı, ve
C   = “Doygun, yüzey kuru” durumdaki agrega numunesinin su içerisindeki ağırlığı’dır.

Doygun-yüzey kuru durumdaki iri agrega numunesinin su içerisindeki ağırlığını (C değerini) bulabilmek için, numune, tel örgülü bir sepete yerleştirilerek su dolu bir kovaya daldırılmaktadır. İnce agreganın sudaki ağırlığını bulabilmek için 500 veya 1000 ml’ lik cam bir ölçü kabı kullanılmaktadır.

Şekil 3. Fırında kurutulmuş (tamamen kuru) agrega numunesinin havadaki ağırlığı (A)

            Şekil 4. “Doygun, yüzey kuru” durumdaki agrega numunesinin havadaki ağırlığı (B)

Şekil 5. “Doygun, yüzey kuru” durumdaki agrega numunesinin su içerisindeki ağırlığı (C)